Karar vermek, çoğu kişi için sıradan ve kolay bir işlem olabilir. Ama nedense beni hayatta en çok zorlayan işlerin başında gelir. Bu özelliğimi yaradılışıma mı borçluyum, yoksa yaşamım boyunca çevremde çokça bulunan kararlı kişilerin bana sağladığı rahatlığa alışmama mı, bilemiyorum. Lakin yüzleşmek zorunda olduğum gerçek budur. Ben çoğu zaman kararsız bir kişiyim.
Konu önemli de olabilir, önemsiz de. Kalan vakit az da olabilir, çok da. “Öyle mi yapsam, yoksa böyle mi yapsam?” Haydi bakalım düşün dur. Kum saati akmaya başlar. Yıpratıcı düşünce gelgitleri labirentine hoş geldiniz. Bazen dakikalarca, günlerce, hatta haftalarca o labirentte dönüp durabiliyor insan.
Yaşamımda bu halleri öyle çok yaşamışımdır ki, bazen ben bile şaşırıyorum kendime. İnsan bir işi çok defa yaparsa o işte tecrübelenir ve becerisi artar, öyle değil mi? Ben de her gün karar verme eylemini defalarca yapıyorum. Peki o zaman neden hala karar vermekte zorlanıyorum? Üstelik basit konularda bile.
Misal, bir lokantada yemek siparişi verirken sıra bana geldiğinde, mutlaka sağıma soluma dönüp ”acaba siz ne yiyorsunuz?” diye sorup seçenekler toplarım ama yine de kararsız kalırım. Üzerimde anlamsız bir baskı oluşur. Çözüm stratejisi olarak garsona, “bana en son sorun lütfen” diyerek vakit kazanmaya çalışırım. Sanki o en son sıra bir dakika içinde tekrar bana gelmeyecekmiş gibi. Sonuç? Sıra yine bana geldiğinde daha da gerilmiş ve halen kararsız bir şekilde aceleyle bir karar veririm. Elbette mecburen.
Karar verme öncesinde insanın yaşadığı en büyük zorluk, “ya hatalı bir karar verirsem” düşüncesidir. İnsan bu eşikte takılıp kalır. Oysa çabuk karar vermek güzeldir. O sevimsiz ikilemden kurtulup önüne bakarsın ve yol almaya başlarsın. Çok rahatlatıcı bir ruh hali, öyle değil mi? Alında pek de değil. Neden mi? Çünkü insan önündeki iki veya daha çok seçenekten birini seçtiği andan itibaren karmaşık düşüncelere kapılabilir. Evet, karar verme stresinden kurtulunca bir yanı rahatlar belki, ama bir yanı da diğer seçeneklerden birini seçmediği için neler kaçırmış olabileceği düşünceleri ile devinime girer. “Ya büyük bir fırsat kaçırdıysam? Ya hata yaptıysam? Hay Allah, keşke diğer seçeneği seçseydim”, gibi düşünceler kemirip durur insanı. Görüldüğü üzere, karar vermenin önü de zor olabilir, arkası da.
Peki, kararsızlık kötü bir özelliktir diyebilir miyiz? Benim cevabım hayır. İronik bir durum değil mi, kararsız bir kişi olarak bu soruya cevap verirken hiç de zorlanmadım. Öncelikle neden böyle düşündüğümün anlaşılması için kararsızlığı doğru bir şekilde tanımlayalım. Kararsızlık, kişinin hiç karar verememesi anlamına gelmez. Kararsızlık, kişinin karar verme sürecini daha uzun ve sancılı yaşadığı anlamına gelir. Zira insan zorlansa da, sıkılsa da sonunda daima bir karar vermek durumunda kalır. Çünkü hayat sizi zorlar. “Yok öyle değil. Ben bazen gerçekten de kararsız kalıyorum ve bir türlü harekete geçemiyorum” diyebilirsiniz. Demeyin. Çünkü atalete kapılıp durduğunuz zaman bilin ki, o da bir karardır aslında. Orada, bir gün harekete geçene kadar bekleme ve sıkıntı çekme kararı almışsınızdır.
Sonuç olarak karar almak ilginç bir süreç. Bazı kişiler için mesele bile değilken, bazıları için bir kabus. Kimine zor, kimine kolay. Bu ikilem insanların birbirinden ne kadar farklı olduklarını hatırlatıyor bize. Sadece bu gerçeği kabullenmek bile başlı başına rahatlatıcı bir bakış açısı olabilir. Kim demiş ki, hayatımızda her daim seri kararlar almak zorundayız diye? Böyle bir kural yok. İsteyen kararlarını hızlı alır, isteyen almaz. Hangi yaklaşım bize daha iyi hizmet ediyorsa onu kullanabiliriz. Ancak unutmayalım ki, bazen kararsızlık daha iyidir. Hızlı karar vermek yerine, konu üzerinde etraflıca düşünürek daha tatmin edici bir karar verme imkanı bulabilirsiniz. Kararınızın artıları hakkında kendinizi ikna edebilirsiniz. Hata yapma ihtimalini azaltabilirsiniz. Süreci uzatarak konu hakkında daha fazla bilgi edinme şansınız olabilir ve daha sağlıklı bir karar alabilirsiniz.
Bütün bunlar kararsız bir kişiye ait düşünceler. Kararsız olmak çoğu zaman beni zorlayıp yorsa da, sonunda iyi kararlar almama yardımcı oluyor. Kısacası, ben kararsızlığımdan memnunum.